4 Mart 2010 Perşembe

Çıldırtan Edebiyat


Aşağıdaki paragrafı noktasına virgülüne dokunmadan aynen alıntılıyorum Kumral Ada Mavi Tuna'dan.

"Bir tabak aldı ve masanın etrafında şehvet dolu bir yolculuğa çıktı. İlk gördüğü en fazla özledikleriydi. Zeytinyağlı dolmalar, üzerleri cilalanmış gibi pırıl pırıl yan yana dizilmişlerdi. Limonları birer gül gibi kesip, biber ve yaprak dolmalarının ortasına oturtmuşlardı. Sonra baştan çıkartan albenisiyle bekleyen sarmısaklı haydari, domates soslu patlıcan salatası, mücver, kadınbudu köfte, Çerkes tavuğu, çiğ köfte, fasulye pilakisi, sigara böreği, paçanga, su böreği, mantarlı pilav, imambayıldı, zeytinyağlı enginar, Arnavut ciğeri, mercimek köftesi, humus, bademli tarator, Rus salatası ve acılı ezmeyi seyretti huşu içinde."

Öncelikle şunu itiraf etmem lazım: Beni en dağıtan, en paralayan kitaptır Kumral Ada Mavi Tuna. Her bir karakterini ailemden bilirim. Tuna da, Ada da, Aras da müthiş kurgulanmış, çok canlı karakterlerdir. Ha keza hikayeleri de öyle. Romanda anlatılan müthiş masalı bir kenara ayırıyorum şimdilik. O bir başka yazının konusu. Kitabın edebi kalitesi bana göre çıldırtıcı yüksekliktedir ki bu meseleyi de bir kenara ayırıyorum şimdilik. Ve lafı bunca dönüp dolaştırdıktan sonra nihayet sadete getiriyorum.

Yukarıdaki paragrafın içinde geçen yemek edebiyatı sadece tek kelimeyle tanımlanabilir: çıldırtıcı! Hele mezeleri ama yemeklerden daha çok seven bu gariban blog sahibi için o çıldırış hem edebi hem ebedi kategoridedir, daimidir.

0 yorum:

Yorum Gönder