28 Mayıs 2011 Cumartesi

Tutmayın Giyicem!


Biz hatun milletinin en üşendiği ama yapmayı göze aldıktan sonra da en kutsal ritüel haline dönüştürdüğü eylem kuşkusuz mevsim geçişlerinde kışlıklarla yazlıkları yahut yazlıklarla kışlıkları elden geçirip, sezonu geçeni dolaptaki yerine kaldırmaktır. Bu eylemin en acayip yanı ise alıp alıp bir kenara istiflediğimiz, sonra da giymeyi unuttuğumuz, giymeye iddialı bulduğumuz veya aldıktan sonra giyilemez damgasını vurduğumuz kıyafetleri yeniden keşfederken yaşadığımız türlü heyecan ve şaşkınlıktır. "Ben bunu neden giymedim?", "Bunu ne zaman almışım ki?", "Böyle birşeyim de mi varmış?", "Bunu alırken aklım nerdeymiş?" şeklinde uzayıp giden iç diyaloglarımız bütün bir günü dolapları, çekmeceleri altüst edip içinde bulunduğumuz ortamı etek-elbise yığınlarıyla yaşanmaz hale getirişimizle sonuçlanır.

Ben de kendi türümün gayet başarılı bir temsilcisi olarak bu atraksiyonu yaptım bugün. Kışlıkları kaldırıp yazlıkları çıkardım. Gözlerim pörtledi sahip olduğumu unuttuğum şahane elbiseler, tiril tiril etekler meydana çıkarken. Taş çatlasa iki kez giyilmiş o caaanım mini'lere bakıp bakıp yaşadığım ülkeye küfrettim. Bir California, efenim bir Los Angeles kızı olsam ancak orada giyebileceğim şifonu transparan elbiselere, baldırı çıplak bırakan maksi minilere sarılıp sarılıp ağladım. "Allah rızası içün LA'den bir kocaaa!!!" diye dövündüm, göklere yalvardım. Sesimi duyan olmadı!

Son Söz: Evet, loz encılız'da yaşasaydım çatır çatır giyerdim yukarıdaki Jean Paul Gaultier elbisesini!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

0 yorum:

Yorum Gönder